20 Aralık 2013 Cuma

Yeni Medya’nın kitabını yazmak!

Twitter’dan tiksindiğini açıklayan gazetecilerin Yeni Medya kitabı yazıp bunun reklamını da Twitter’dan yaptığı tuhaf bir dönem!

Kimi geleneksel medya erbabının dün ak dediğine bugün kara demesi ve bunu da hayatın doğal akışına uygun bir ‘aydınlama’ imiş gibi sunmaları, sanırım ömrüm boyunca aklımın alamayacağı bir husus olarak kalacak!

Geçen hafta Serdar Turgut’un ‘Yeni Medya’ başlıklı bir kitabı piyasaya çıkmış. Çok değil 2 yıl önce “Gazetelerin interneti olamaz” (İnternet’in İ’si büyük yazılmalıydı) ve geçen sene de “Twitter’dan tiksiniyorum” başlıkları altında yazdığı köşe yazılarıyla ben dahil pek çok kişiyi şaşırtan Turgut, bu defa Yeni Medya’nın kitabını yazarak beni daha da şaşırttı.

Kitaba bakıldığında, anlatılanların, Yeni Medya kavramını genişletmek şöyle dursun, geçtiğimiz senelerde ‘Yeni Medya Düzeni’ başlığıyla sunulan konferanslardaki dar bakışın ısıtılıp yeniden piyasaya sürülmesinden öteye gitmediğini görmek de, tam bir düş kırıklığı!

Aslında geleneksel medyanın tedrisatından geçmiş büyük çoğunluğun zihin kalıplarında Yeni Medya, geleneksel medyanın doğal bir uzantısı olarak algılanmakta; bir başka deyişle ‘gazeteleri kağıttan tablete, radyo-TVleri de analogdan dijitale taşıma projesi’ olarak kodlanmış durumda. Hal böyle olunca, yazılan kitabın içeriği de, bir ‘geleneksel medyanın dönüşüm projesi’ çerçevesine sıkışıp kalıyor. Evet, kitapta bu dönüşüme ilişkin çok ilginç ve doğru saptamalar var. Ancak Yeni Medya kavramı, bu dar çerçevenin çok ötesinde ağırlıkla web siteleri, arama motorları, bloglar, wikiler, sosyal medya platformları, mobil uygulamalar gibi yepyeni biçimlerden oluşan başka türlü bir şey olduğunu anlamaktan ve anlatmaktan uzak.

Evet, geleneksel medya bu yepyeni biçimleri sınırlı da olsa kullanıyor ama Yeni Medya asıl gücünü bireylerin, özel-kamu-sivil- sanal, vd. kurum, kuruluş ve grupların ürettiği, geliştirdiği içerik ile etkileşimlerden alıyor ve bu siber mekandaki devasa devinimi tamamen dışlayan kitabın içeriği, maalesef pek güdük kalıyor.

İşin aslı, Yeni Medya’nın bir türlü yer alamadıkları yepyeni tarafını içselleştiremeyen geleneksel medya erbabının ve kurumlarının, bu unsur olmadan kendi dönüşüm projelerini de gerçekleştirmesi zor görünüyor. Çok basit bir örnek; daha medya editörlüğünden Yeni Medya editörlüğüne tam anlamıyla geçebilen bir Allah’ın kulu yok ortalıkta. Hepsi gazetedeki bir köşe yazısı ya da haberi alıp kopyalıyor ve aynen web sayfasına yapıştırıyor. Oysa o içeriğin içinde Yeni Medya’nın en basit özelliği olan hiper metin kullanımıyla bile müthiş bir farklılık yaratılabilir. O muhteşem arşivlerde statik biçimde duran arşiv sayfalarına verilecek linklerle içerik ve bağlam nasıl zenginleştirilir, okuyucunun zihni nasıl açılır ve sitede nasıl çok daha fazla zaman geçirmesi sağlanır?  Ekonomi gibi karmaşık rakamlarla ifade edilen metinler infografik, vb. biçimlerle nasıl görselleştirilir ve anlam basitliği sağlanır?  Ama bunca ‘iş-güç’ varken böyle karmaşık soruların peşine kim, ne zaman düşecek ki!

İşte bu hususları bile değerlendirmeden Yeni Medya’yı anlatmaya çalışmak, kendi dar kapsamı içinde bile körün fili tarifinden farksız. Zaten bu yüzden içeriği gazetelerle yarışamayacak blog sayfaları bile, linkleri, görselliği ve yazının içine gömülen videoları ile biçimsellik açısından geleneksel medyalardan kat be kat zenginlikte! İnsanlar yorumlarını bile denetimden geçiren ve sansürleyen bir medya ile etkileşime gireceklerine elbette sosyal medyalara koşup kendilerini ifade edecekler. Dahası, bu siyasi ve ticari önceliklerle temel gazetecilik sorumluluğunu bile yerine getiremezken, Yeni Medya ortamında nasıl kaliteli ve güvenilir içerik üretecek ve altın çağını yaşayacak gazeteler? Evet, gazetecilik ölmeyecek ama bu tarz zihniyetlerle kuşatılmış gazetelerin en ufak bir şansı bile yok Yeni Medya’da.

En tuhafı da, yazdığı ‘Yeni Medya’ kitabında “medyanın cep telefonlarına tablet ortamına evrilmesini” heyecanla yazıp çizdikten sonra kitaplarını matbaada bastıran ve bu kağıt baskıyı da Twitter’dan tanıtan ‘gazetecilerin’ el üzerinde tutulduğu bir dönemden geçmemiz ve korkarım ben bu zamanları hiç mi hiç anlayamadan göçüp gideceğim!

NOT: Yeni Medya kavramının temel özelliklerini öğrenmek isteyenlere,  Mutlu Binark ve Koray Löker’in ‘Sivil Toplum Örgütleri için Bilişim Rehberi’ e-kitabını öneririm. Bilgisayar ve tabletlere http://ekitap.alternatifbilisim.org/files/stkler-icin-bilisim-rehberi-stgm.pdf adresinden ücretsiz indirebileceğiniz kitabın kağıt versiyonu ‘maalesef’ yok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder