Son 2 haftadan beri en önemli sorumluluğum, 11 yaşındaki kızıma matematik çalıştırmak. Aslında matematiği çok sevmesine ve yardımsız çalışmasına karşın, son haftalarda özellikle En Büyük Ortak Bölen (EBOB) ve En Küçük Ortak Kat (EKOK) problemlerini bir türlü kafasında oturtamaması nedeniyle matematiğe olan hevesi kaçma noktasına gelmişti.
Durumu farkederek devreye girdim ve konuyu basit şekilde formüle etmeye çalıştım ama nafile; hem onun hem de benim kafalarımız daha da karıştı! Umudu kesme aşamasında, İnternet’e bakmak geldi aklıma. Ancak YouTube arama sonuçlarında çıkan eğitim kanalını görür görmez ‘Tüh! Nasıl da akıl edemedim?’ diye hayıflandım. Konuyla ilgili önümüze gelen 5 dakikalık videoyu izledikten sonra kızımın yüzüne yayılan gülümseme, problemin çözüldüğünün ve matematik sevgisinin geri kazanıldığının da işaretiydi. Onun yüzünde güller açtıran videoyu hazırlayan kurum ise; Khan Academy!
2004 yılında Salman Khan adlı Bangladeş kökenli ABDli bir finans uzmanının, binlerce kilometre ötede kendisinden yardım isteyen kuzenine İnternet üzerinden matematik çalıştırma uğraşıyla başlayan süreç, 2006 yılında bu başarılı eğitim sürecinin farklı eğitim konularına da uyarlanarak YouTube’e yüklenmesiyle Khan Academy adıyla ete kemiğe bürünmüş ve bugün itibarıyla 1.5 milyonu aşkın insanın 300 milyondan fazla izlediği ders videolarıyla dünyanın en büyük uzaktan eğitim projesi. Yaklaşık 10 yıllık süreçte finans dünyasındaki bol kazançlı işini bırakıp kendini tamamen sosyal sorumluluğu yüksek böyle bir projeye adayan Khan, bugün yaptığıyla ne kadar övünse az. Herkese açık ve ücretsiz Khan Academy için Bill Gates, Larry Page ve Carlos Slim gibi dünyanın en varlıklı kişi ve kurumları maddi-manevi her türlü desteği vermekte.
Eğitimi zaman-mekan sınırlarından kurtararak dünyanın her yerinden alınıp verilebilen bir biçime dönüştürebilen Khan Academy’nin başarısının asıl sırrı ise, içerik ve anlatımının Yeni Medya ortamına ve adeta bu ortamda doğup büyüyen dijital yerlilere uygun şekilde tasarlanan içeriği. Özellikle anlatıcısının eğlenceli tonlamaları, karnaval havasında rengarenk görselleştirmeleri ve yüksek etkileşimiyle o kadar başarılı ki, bir dersi aldıktan sonra diğer dersleri de almak istiyorsunuz; Geçen yüzyılda ‘ders bitimini iple çeken öğrenci’ profilinin aksine, adeta bir masal dinler gibi dikkatli, bir film izler gibi heyecanlı ve bir oyun oynar gibi hevesli çocuklar.
Tüm bu yönleriyle insanlığa büyük katkıları olacağına yürekten inandığım Khan Academy’nin önündeki en büyük engel ise, tüm dünya dillere çevrilmesindeki zorluklar. Ancak Türkiye, STFA grubunun özverili çabaları sayesinde, bu sorunu en çabuk aşan ülkelerden biri oldu. Grubun bünyesindeki Bilimsel ve Teknik Yayınları Çeviri Vakfı’nın uzun ve zorlu çalışmaları sonucunda, Khan Academy artık türkçe olarak ülkemiz öğrencilerinin de kullanımına hazır. Ülkemizdeki eğitim kurumlarının yönetici ve eğitmenleri tarafından da desteklendiği takdirde, öğrencilerin mevcut eğitim sürecinde edindikleri bilgileri pekiştirebilecekleri ders dışı ve tamamlayıcı bir eğitim konsepti olarak, ülkemizin eğitim sorunlarına da önemli bir katkı olacaktır diye düşünüyorum. Bunun en büyük kanıtı da, kızımın gözündeki ışık ve yüzündeki gülümsemedir; Tıpkı Salman Khan’ın kuzeni Nadia ve dünyanın diğer coğrafyalarındaki milyonlarca çocuk gibi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder