21. yüzyılda kurumların tepe yöneticileri arasındaki en ayrıştırıcı hususlar nelerdir? Bir CEO’nun yıllık iş performansı hangi kriterlere göre değerlendirilmeli?
Geçtiğimiz hafta Harvard Business Review (HBR) Türkiye dergisi tarafından gerçekleştirilen “En iyi performans gösteren CEO’lar” gecesinde Türkiye’nin 2015 yılında en iyi performansı gösteren ilk 3 CEO’su ile 9 ayrı sektörde faaliyet gösteren en başarılı 9 CEO’ya ödülleri törenle verildi.
Organizasyonu son derece özenli kurgulanmış etkinliğin CEO değerlendirme metodolojisi, dünyanın en iyi iş yönetim programlarından INSEAD (Avrupa İşletme Yönetimi Enstitüsü) tarafından hazırlanmış. Bu değerlendirmede hangi kriterlerin kullanıldığını HBR’nin Şubat sayısında okuyabileceğiz ancak bunu fırsat bilerek 21. yüzyılda bir işletmenin tepe yöneticisinin hangi kriterlere göre değerlendirilmesi hususunu da tartışmaya açmak isterim. Teoride her işletmenin bilimsel ve nesnel kriterlerle yapması gereken söz konusu değerlendirmelerin, (kurumsal hiyerarşinin feodal gücünden olsa gerek) tam tersine öznel ve keyfi biçimde yapılmakta olduğu herkes tarafından bilinen ancak sır gibi saklanan bir gerçek. Oysa bir işletmenin kısa vadede önünü görmesini sağlayacak ve uzun vadede de onu ayakta tutabilecek ipuçları bu değerlendirmelerin içindedir. Daha da önemlisi, CEO’nun Yönetim Kurulu’nun ya da işletme sahibinin önüne getirdiği fena halde öznel ve makyajı bol performans değerlendirmeleri için de bir sağlama olarak kullanılabilir.
Bu bağlamda, “İçinde bulunduğumuz çağda bir tepe yöneticisinin performansının nasıl değerlendirilmesi gerektiği” sorusuna kendi mesleki penceremden şu birkaç kriterle katkıda bulunmak isterim. Etkinliğin sponsoru Koç Sistem CEOsu Mehmet Nalbantoğlu’nun törende yaptığı konuşmada da belirttiği gibi; “Sürekli bir dönüşüm ve rekabet mücadelesiyle karşı karşıya kalan CEO’ların performansını etkileyen parametreler de çeşitlenmekte. CEO; oyun kurallarının sürekli değiştiği böyle bir ortamda performans göstermek zorunda” Peki bu dönemde oyunun kurallarını değiştiren ve CEO’ların performansını en radikal biçimde etkileyen parametre ne? Sorunun yanıtı ise tek kelime ile verilebilir; Oyunun sadece kurallarını değiştirmekle kalmayıp dayandığı temeli bile yerle bir edebilen ve bambaşka bir oyun haline getiren yıkıcılıkta bir yenilenme sürecinin anahtar kavramı olan dijitalleşme…
Dolayısıyla; içinde bulunduğumuz dönemde işletmelerini sağlıklı biçimde büyüten ve yöneten CEO’larının performansları,
1) İş süreçlerini ne oranda dijitalleştirebildikleri,
2) Bunu iş sonuçlarına ne oranda yansıtabildikleri,
başlıklarıyla değerlendirilmeli ve kriterleri ise bu iki hususa göre belirlenmelidir. Kriterler içinde bol bol dijital, büyük veri, e-ticaret gibi moda sözcükler geçirilebilir ama bence bir tepe yöneticisinin etkin bir dijitalleşme performansı, dijital dönüşümün temellerini oluşturan içerik, veri ve ağ kavramları üzerinden oluşturulacak kriterlerle ölçülebilir. Bu nedenle değerli CEO’larımızın bu üçlüye ilişkin şimdiden kafa yormaya başlamaları, ödülden ziyade kendi mevcudiyetlerinin yegane temeli için elzemdir.
Rekabet ve verimliliğin belirleyici kriterleri olmaya başlayan söz konusu üçlü, CEO’ları da giderek dijitalleştirecek ve buna ayak uyduramayanların iş dünyasında ayakta kalamayacağını birlikte göreceğiz. İşte tam da bu yüzden, bu organizasyonu gerçekleştirenlere önümüzdeki sene için ayrı bir “Dijitalleşmede en iyi performans gösteren CEO” kategorisi açılmasını öneriyorum; Önümüzdeki yıllarda sosyal medya etiketiniz olan #TheCEO’nun yerini #DijitalCEO’ya bırakması ve dijitalleşmede radikal adımlar atan (ve umarım kadın) CEOların da ödül alması dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder