27 Ekim 2014 Pazartesi

Dijital Meslek Okulları

İçinde bulunduğumuz Yeni Çağ’da bir ülkenin kalkınma ve refahının temeli, o ülkenin dijital yetkinliklerini arttırmaktan geçiyor. Peki nasıl olacak bu?

Çocukluğumun o güvenli mahalle arkadaşlığı ortamının özellikle büyükşehirlerde izinin bile kalmadığı, çalışan anne-baba, trafik ve azalan kamusal alan sarmalında apartman dairelerine sıkışıp kalan 21. Yüzyıl çocuklarından biri olan 12 yaşındaki kızımla geçen yaz aylarından bir gün, evde oturmuş ve her zamanki gibi elimizdeki ekranlara gömülmüştük.

Her “proje çocuğu” gibi doğduğundan bu yana müzik, resim, spor, vd. kurslara yazılıp anne-babasının zoruyla bunlara bir süre devam eden kızımı bu yaz rahat bırakmaya karar vermiştim ki, bir dostumun çocuklara yönelik programlama dillerini paylaştığı tweetini görünce son bir kez şansımı denemeye karar verdim ve ona konuyu daha açmadan sosyal medya üzerinden “çocuklar için programlama” eğitimi olup olmadığını soran bir paylaşım yaptım ve dikkatli bir arkadaşımın yanıtı sayesinde, (çok büyük bir tesadüf eseri) 1 hafta sonra hemen yakınımızda başlayacak ücretsiz bir yaz kursu yakaladım.

Kızıma konuyu çekinerek açtım ama tereddütsüz kabul etmesine de şaşırmadım değil! Nedenini ise daha ilk derslerini izlerken anladım; hem bu dijital yerli kuşağın kullanıcı olarak bu konuya doğal bir yatkınlığı var hem de kullanılan programlama kodları (en azından başlangıç seviyesindekiler) bizim zamanımızdaki gibi siyah ekran üzerine yazılmış binlerce beyaz satır yerine lego parçalarına benzer renkli görsel öğelerden oluşuyor ve çocuklar için programlama bilgisayar ekranındaki bir oyundan farksız hale geliyor. (ki bu da onların üretkenliğini muazzam biçimde arttırıyor!)

Ancak bunun da ötesinde, kodlamayı öğreten eğitmenler, çocukları  toplayıp tahta ya da ekranda birşeyler anlatmak yerine her birine özel ev ödevi veriyor ve öğrenci buna çalışıp oraya geldiğinde ise hepsiyle ayrı ayrı ilgilenerek bir koç misali herkese takıldığı noktalarda yardımcı olarak onları çözüm noktasına doğru taşıyorlar. Yeni eğitim modelinde “ters yüz edilmiş sınıf (flipped classroom)” adı verilen konseptin hayata geçirilmiş hali bu. Sonuç olarak kızım, (diğer arkadaşları gibi) 2 ay gibi kısa bir sürede ilk mobil uygulamasını yazdı ve Google Uygulama Dükkanı’na yükledi. Bu, onun hem özgüvenine ciddi bir katkı yaptı, hem orada tanıştığı çocuklarla son derece güzel bir etkileşime girdi ve hem de kendini bu yeni dünyaya çok daha  hazır hissetmesini sağladı ve artık dört gözle bekliyor pazartesi akşamları gideceği o keyifli ortamı.

CoderDojo adı verilen bu eğitimin hedefi, yeni kuşak bireyler için (gelecekte hangi mesleği seçerlerse seçsinler) artık kaçınılmaz hale gelen programlamanın temelini eğlenceli biçimde atmak ve bu temeli alan öğrencilerin ilk aşamada programlayıcı (coder), daha sonra uygulayıcı (maker) ve en sonunda da sorgulayıcı/farklılaştıcı (hacker) aşamalarına gelmelerini sağlamak.

21. yüzyılda her meslek grubu için verimlilik ve rekabet adına artık dijital teknolojilerin kullanımı kaçınılmaz. Bunun temelini oluşturan programlama ise süratle milli eğitimin bir parçası olmalı. Ancak bu okullara göstermelik ve ne olduğu anlaşılmayan bir ders değil, her detayı planlanmış, öncelikle bu eğitimi verebilecek öğretmenlerin bunu içselleştirmesiyle başlayacak ve yeni kuşağa ders izlemeyi bir külfet değil keyif haline getirecek ve Dijital Meslek Okullaşmasına doğru evrilecek uzun soluklu bir dönüşümden söz ediyoruz.

Kuşkusuz bu zorlu bir ancak ülkemiz adına fırsat olabilecek bir süreç. Bakın, geçen hafta İngiltere’nin önde gelen girişimci ve iş adamlarından Richard Branson, İngiliz eğitim sisteminin dijital yetkinlik kazanmakta geç kaldığını ve bunun ülkenin ekonomik ve ticari gücüne olumsuz etkileri olacağını vurgulamış. Branson, çözüm için dijital yetkinliklere yönelik meslek okulları kurulmasını ve bu konuda Bilgi-İletişim sektörünü Milli Eğitim’e yardımcı olmaya çağırmış.

Evet, “genç neslin ekran önünde sadece zaman öldürdüğünü” iddia edenler; sorun ve çözüm önünüzde duruyor!

İşte size onları ‘bu durumdan kurtarmak’ için bir fırsat!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder