15 Eylül 2014 Pazartesi

iPhone’u bırak, Apple Watch’a bak!

Akıllı telefon ve tablet lansmanlarıyla artık kimseyi şaşırtamayan Apple, bu defa kendilerini bile şaşırtacak bir inovasyonun lansmanını yaptığının farkında mı?

“One more thing…”

55 dakika boyunca Tim Cook döneminin klasik tekdüzelikte bir Apple lansmanını izlediğini düşünen salondaki kalabalık, Steve Jobs’tan duymaya alıştığı “Ha, bir şey daha…” anlamına gelen bu cümleyi duyduğunda irkildi ve kadim ustasından ödünç aldığı bu sözcük kalıbını ilk kez bir lansmanda kullanan Cook’u bu kez o bilindik yapaylıktan arınmış bir coşkuyla alkışladı. Bu sıcak tepki karşısında keyfi yerine gelen Cook da, “Apple’ın hikayesinde yeni bir sayfa” gibi ilginç bir tanımlamanın ardından o “şeyi” görücüye çıkardı; Apple Watch!

Şirketin yıllardan beri konuşulduğu halde bir türlü piyasaya sunamadığı akıllı saat, işte o andan itibaren kamuoyunu adeta ikiye böldü; tasarımını beğenenler-beğenmeyenler, rakiplerin aynı kulvardaki benzer ürünleriyle karşılaştırıp özelliklerini yeterli-yetersiz bulanlar, vs. Olumlu ya da olumsuz çoğu eleştirilerde haklılık payı var mı yok mu, yorumlamak için erken ama bunların çoğunun Apple tarafından değerlendirmeye alınacağını ve hatta cihazın  piyasaya çıkacağı 2015’in ilk yarısına kadar bu eleştiriler doğrultusunda revize edileceğini de düşünüyorum. Ancak Apple Watch’un şirket için anlamı bence tüm bunların ötesinde. Tim Cook “yeni sayfa” sözleriyle neyi kastetti bilemiyorum ama bence Apple uzun süreden beri ilk kez mevcut ürün gamından farklı bir kulvar açtı ve giyilebilir cihazlar alemine adımını attı. Kuşkusuz bu alana daha önce adım atan Nike, Samsung, Sony, Motorola gibi markaların giyilebilir cihazları uzun zamandan beri piyasada. Ancak Apple Watch’u bunlardan farklı bir yere koymak lazım. Diğerleri adım/nabız ölçer ve saat gibi tek ya da sınırlı fonksiyonlara sahip cihazlar iken Apple Watch, tüm bunların hepsini ve devasa uygulama geliştirme eko-sistemi sayesinde cüzdan, uzaktan kumanda, anahtar, vb. çok daha fazla özellik vaaden bir iletişim platformu. Buna bir de, Apple’ın “kendisinden önce piyasaya sürülmüş bir inovasyonu, kullanıcı deneyimi yüksek bir cihaza ve hatta yaşam tarzına dönüştürebilme” becerisini de eklersek Apple’ın giyilebilir cihazlar kategorisinde kritik kütle eşiğini aşma olasılığının tüm rakiplerinden yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

Kişisel olarak Apple Watch’u benim için en cazip hale getiren özelliği ise, Taptic Engine adı verilen etkileşim birimi. Giyilebilir cihazların kullanıcı deneyimi bağlamında yenilikçi bir adım olacağına inandığım bu birim sayesinde birey, hem bir sensör gibi kendi duyularını toparlayıp İnternete aktaracak hem de başkalarından gelen bildirimleri kendi duyu organlarına aktaracak. Bu sayede mesela Facebook’un en tuhaf bulduğum uygulaması Poke (yani dürtme) Apple Watch üzerinden gerçekliği çok daha arttırılmış biçimde sunulabilecek.

Akıllı cihazlar önce telefon olarak cebimize girdi ve artık bedenimizle doğrudan temas etmeye başlıyor. Apple Watch, uygulamalarıyla bu teması beklenmedik şekilde geliştirip insan-akıllı cihaz ilişkisinde büyük sıçrama yaratabilecek potansiyele sahip.  Çünkü böylesine akıllı ve dış dünyayla bağlantılı bir cihazın cepte durmasıyla kolumuzda takılması arasında kullanıcı deneyimi açısından müthiş bir farklılık var. Deri üzerinden refleks olarak verilen tepkiler, akıllı bir cihazın yönetiminde ölçüm ve değerlendirme ile öneri/komut ile geri bildirilirse bu bildirimler sayesinde gündelik yaşamın yönetimi, birey için zaman-mekandan çok daha bağımsız ve otomatik hale gelecek. Bu bağlamda Apple Watch, gerek bireyin beden ve zihni, gerekse dış dünyadan bireyle ilintili topladığı her türlü veriyi dış dünyadaki sensörler üzerinden algılayıp toparlayan bir sentez, sevk ve idare platformuna dönüşmekte. (Tabii bu işleyişin mahremiyet boyutu, bir hayli gürültü koparacak gibi ama o ayrı bir yazının konusu!)

Apple’ın tüm bu beklentileri karşılayabilmesi için yapması gereken yegane şey ise, uygulama geliştirici eko-sistemini uygun teşvik ve motivasyonlarla Apple Watch’a yönlendirmesi. Bunu doğru biçimde yaptığı sürece, o eko-sistemdeki onbinlerce geliştiricinin müthiş yeniliklere imza atacağından hiç kuşkum yok. Şu yaşımda ben bile Apple Watch için uygulama geliştirmeyi düşünüyorsam bu, gerçekten Apple için yeni bir sayfa!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder