21 Mayıs 2016 Cumartesi

Plazanın camlarından görünen

Geleneksel sektörlerin dijital dönüşüm olgusuna yaklaşımları, mahallede olan biteni evinin penceresinden kayıtsızlıkla izleyen bir apartman sakini kıvamında

Geçtiğimiz günlerde başkanlığını yapmakta olduğum Dijital Dönüşüm Derneği olarak düzenlediğimiz Siber Ödeme Forumu etkinliğinde ödeme sistemlerindeki yenilikçi trendleri konuştuk, tartıştık. Önümüzdeki dönemde finans sektörünü radikal biçimde etkilemesi beklenen son yılların en tartışmalı finansal inovasyonu BitCoin ve türevi siber ödeme alternatiflerinin de ele alındığı etkinlikte, özellikle BitCoin gibi arkasında herhangi bir finansal kurum bulunmaksızın tamamen kullanıcılar arası güvene dayalı işleyen kripto para sistemlerinin mevcut finansal düzen içinde nasıl kullanılabileceği ve finansal kurumlara ne avantajlar sağlayabileceği teknolojik, finansal, düzenleme ve hukuksal yönleriyle konuşuldu, tartışıldı. Etkinlikteki sunum ve tartışmalarda aldığım notlardan bana ilginç gelen ve önümüzdeki dönemde hayatımızda etkili olabileceğini düşündüğüm kimi hususları sizlerle da paylaşmak isterim.

Öncelikle, BitCoin’in gelişim sürecini yakından izleyen dünya finans sektöründeki büyük oyuncuların, sistemin güvenliğini mevcut ödeme sistemlerin hemen hepsinden çok daha güvenli hale getiren BlockChain şifreleme altyapısını kendi sistemlerine uyarlamak üzere R3 CEV adlı bir proje konsorsiyumu oluşturulmuş. Aralarında Barclays, Bank of America, Deutsche Bank, INGBank gibi bankacılık ve Societe General ile J.P. Morgan gibi finans devlerinin bulunduğu 42 sektör oyuncusunun bir araya gelerek kurduğu bu konsorsiyum, “kullanıcılar için güvenli, aracısız ve ekonomik bir ödeme süreci” için tüm sektöre yönelik kurumlar arası standartlar oluşturmak için kolları sıvamış durumda. İstanbul Finans Derneği Başkanı Oğuzhan Çetinkaya’ya göre, gelen Tsunami’yi deniz kenarında kamerayla kaydetmek için bekleyen turist misali, günümüz dünyasında bu konuda hala bir strateji oluşturmamış kurumların  bu dev inovasyon dalgaları karşısında tutunabilmeleri giderek zorlaşacak.

Bir diğer önemli gelişme ise, BitCoin’in aracısız ve güvenli işleyişi, sadece para transferi ya da ödeme ile sınırlamadan onun da ötesinde alıcı ile satıcı arasındaki tüm ürün ve hizmet alışveriş için olanaklı hale getiren Ethereum adlı akıllı hizmet sistemi. Coin Turk kurucusu Levent Kurt, Ethereum ve türevi sistemleri sayesinde alıcı ile satıcının İnternet üzerinden aracısız buluşup herhangi bir finansal kuruma ihtiyaç duymaksızın aynen nakit ödeme gibi alışveriş yapabileceklerini ve bu sistemlerin ödeme dışında kimlik, pasaport gibi güvenlikli kişisel bilgi denetimi yapılabileceğini, müzik, film gibi telif ödemelerinin izleyici ile sanatçı arasında doğrudan ve anında gerçekleşeceğini ve telefon, elektrik, su, vergi gibi tahsilatlarının ne çok önce ne de çok sonra değil ama tam kullanım anında ve mikro seviyede yapılabilmesinin olanaklı hale geldiğini söylüyor.

Kuşkusuz Ethereum ve türevleri, sadece ulusal değil, onun da ötesinde küresel ürün ve hizmet alımlarında da kullanılacak. Alıcı ile satıcı arasında akıllı kontrat denen ve basit bir siber alım anlaşması gerektiren işleyiş sayesinde, alıcı tarafına “tam zamanında ve kullanım oranında ödeme”, satıcıya da “sattığı kadar ve anında tahsilat” avantajları sağlayan bu inovasyonlar, halihazırda tüm bu alım-satım sürecine aracılık eden ve hala mobil cüzdan gibi hızla eskiyecek teknolojilere odaklı kredi kartı firmaları, bankalar, telekom operatörleri ve hatta Apple Store, Amazon gibi firmalara bile rakip olacak; hem de kısa bir zaman içinde…

Peki finans ve bankacılık sektörü bu gelişmeler karşısında ne yapıyor?

Yanıtım “hiç bilmiyorum” şeklinde. Bilemiyorum çünkü ne bu son etkinlikte, ne de son birkaç yıl içinde yapılan ilişkili herhangi bir etkinlikte ilgili sektörlerden çok sayıda katılımcı göremiyorum. Onlar kendi geleceklerini tayin edecek bu yıkıcı gelişmelere kayıtsız kalırken bu ve benzeri etkinlikler ise, bu yeni dünyayı iyi bilen ve oradaki geleneksel işleyişi yıkıcı biçimde yenileme azmindeki genç kuşak girişimciler tarafından doldurulmakta. Evinin konforlu havasına kapılıp mahalledeki kentsel dönüşümün geç farkına varan apartman sakini misali olup biteni ofislerinin penceresinden kayıtsızlıkla izleyen finans ve bankacılık sektörü, zamanının çoğunu sokakta geçiren işte bu genç girişimcilerin inovasyonlarıyla sarsılacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder