2 Nisan 2016 Cumartesi

4,5G: Sorular ve Sorunlar…

Bugünden itibaren Türkiye’de de hizmete başlayan 4. nesil mobil şebekeler birçok fayda sağlayacak ama mevcut soru ve sorunlara bakılırsa bu, hemen değil zaman içinde gerçekleşebilecek.

Yaklaşık 1 yıldan beri 4. nesil mobil şebekelerin bireylere, kurum ve kuruluşlara sağlayacağı sosyal ve ticari faydaları yazıp çizmeye ve dilim döndüğünce anlatmaya çalışıyorum ki ilgili herkes konu üzerine düşünsün taşınsın ve kendi fırsatını yaratsın. Elbette 3G gibi 4.5G de, hayatımızda bir çok yeniliğin kapısını aralayıp bizi çok daha zengin bir yaşam alanı ile tanıştıracak ve kimilerimize sosyal, kimilerimize ise ticari fırsatlar sağlayacak.

Ancak ülkede sokaktaki vatandaşından bakanına, operatöründen düzenleyici kurumuna her kesimin gündemine giren 4.5G’ye ilişkin kafalarda o kadar çok soru var ki, sanırım bu fırsatlar dünyası ile tanışmamız zaman alacak. Üstüne üstlük kimi mobil operatörler, bu soruları yanıtlamak yerine tanıtımlardaki çeşitli vaatlerle  sokaktaki vatandaşın ya da daha mobilize ve rekabetçi iş çözümleri geliştirme beklentisindeki işletmelerin 4.5G düşlerini daha da cilalamanın peşinde.

Bu doğrultuda biz görevimizi yapalım ve kamuoyunda tartışılan başlıca soru ve sorunları buradan ilgililerin dikkatlerine sunalım.

Öncelikle lansmanlarda zikredilen 300 megabit ya da 1 gigabit  (halihazırdakinden neredeyse 100 kat daha yüksek) gibi hızları vatandaş her koşulda ve kesintisiz deneyimleyebilecek mi? Yanıt hayır ise (ki öyle!) vatandaşın ortalama deneyimleyeceği bir hız aralığı telaffuz etmek daha doğru olmaz mı? Hadi bunu operatörler yapamıyor, bu konuda haber yapan medya kuruluşları neden ‘vatandaşa gerçekleri anlatma” görevlerini yerine getirmez ve operatör basın bültenlerinin ötesine geçemezler? (Ki Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın “Hız 3G’ye göre yaklaşık 10 kat artacak” sözleri, vatandaşın 4.5G ile mobil cihazlarında göreceği ortalama hıza ilişkin en doğruya yakın açıklama.)

Hız konusuna ek olarak açıklanan mobil İnternet tarifeleri de, geniş kitleleri 4.5G’ye geçirecek cazibede değil aksine 4.5G’ye geçtiğine pişman edecek pahalılıkta. 3g döneminde akıllı cihazlarından ayda ortalama 2-3GB data tüketen bir bireysel abone, yüksek hızın cazibesine kapılıp bunun 10 katını tüketmeye başladığında şu andaki faturasının en az 2-3 katı bir meblağı ödemek zorunda kalacak ve 4,5G’yi en heyecanla bekleyen bu öncü kitlenin daha ilk furyada canı yanacak.

Kişisel olarak, 4.5G üzerinden ilk aşamada en yoğun kullanılacak hizmetlerin, Periscope, Youtube, SnapChat, Facebook gibi sosyal medya platformları üzerinden yapılacak kamuya açık ya da kapalı devre canlı yayınların olacağını düşünüyorum. 3G’deki düşük yükleme (upload) hızı nedeniyle halihazırda kesintili ve kötü görüntü kalitesiyle yapmaya çalışılan bu yayınların, beklentileri karşılaması amacıyla 4,5G şebekelerinde birey ve kurumların dengeli iletişimine olanak sağlayacak bir indirme-yükleme (dowload-upload) ayarlamasının yapılması şart.

Tüm bunların ötesinde, tamamlanmamış yeni nesil şebeke ve uzun yıllardır süregelen fiber İnternet altyapısının eksiklikleri yüzünden, beklentileri karşılayamaması da söz konusu olabilir. Bu bağlamda, 4,5G şebekelerinin yüksek sayıda aboneye her yerden kaliteli hizmet verme beklentisi de, operatörleri zorlayabilir. Bu konuda fiber altyapı kuruluşuna zorluk çıkartan yerel yönetimlerin, düzenleyici kurum ve makamlar tarafından süratle ikna edilmesi gerekli. Ve daha SIM Kart ile cep telefonlarının adaptasyonu, Adil Kullanım Kotası’nın ne olacağı gibi bu listeye eklenebilecek ve bu yazının uzunluğunu zorlayacak pek çok soru ve sorun var çözülmesi gerekli. (Bir de Türkçe yazım kurallarına göre 4,5G’nin arada virgülle yazılması gerekirken neden operatörlerin tanıtım kampanyalarında 4.5G olarak arada nokta ile kullanılıyor, birileri açıklarsa mutlu olurum.)

Özetle, abonelerin ilk aşamada yüksek beklentiler içine girmemeleri ve 4. nesil şebeke hizmetlerinin sağlanmasında rolü olan tüm karar merciilerinin de  iş planlarını bu sorunlar çerçevesinde gözden geçirmeleri gereken bir başlangıç dönemindeyiz. Ve bu aşamada en önemli husus, ilgili tüm kurum ve kuruluşların böyle büyük yatırımlara yaraşacak ve ülkeye gerekli katma değer ve üretim anlayışını getirecek sorumlulukla hareket etmesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder