8 Temmuz 2014 Salı

Eğitimde Dönüşüm Zamanı

Akademik ve mesleki formasyon özelliğini giderek yitiren ve diplomanın ışıltılı imajıyla idare etmeye çalışan geleneksel eğitim sistemi, 21. yüzyılın yıkıcı inovasyonlarının tehdidi altında.

Birkaç gün önce Mustafa Aydın hocanın sosyal medyada paylaştığı “üniversitelerin geleceği” konulu bir The Economist analizini okuyunca, bir parçası olduğum eğitim sektörü üzerine uzun zamandır yazmadığımı farkettim. (Oysa yaptığımız ve yapmamız gereken ne çok şey var!)

Söz konusu analizde, 21. yüzyılın mevcut üniversite eğitim sistemi 3 yıkıcı dalga ile karşı karşıya. Bunların ilki, üniversite eğitiminin gerek artan maliyetler gerekse giderek azalan kamu ve özel fonlar nedeniyle yaşanmaya başladığı finansal sorunlar. İkincisi, İnternet ve mobil ağlar üzerinde geliştirilen online eğitim hizmetleri ve bunların sunduğu daha az maliyetli iş modelleri ile zaman-mekan sınırsızlığı avantajlarının mevcut eğitim düzeni üzerinde  oluşturduğu baskı. Ve son olarak da, Sanayii Çağı’nın 4-6 yıl süreli olarak planlanan “aşırı akademik formasyon” odaklı  ve 21. yüzyılın yeni meslek kollarının “kariyer-boyu-eğitim” ihtiyaçlarına yanıt veremeyen yüksek öğretim süreci. Dergi bu noktada “Peki giderek artan eğitim ihtiyacını kim çözecek?” sorusunu soruyor ve yanıtları dünyada yapılan çeşitli araştırmalardan derlediği istatistikler eşliğinde bulmaya çalışıyor.

Biz burada onlardan ayrılıp soruyu kendi penceremizden yanıtlamaya çalışalım; Yüksek öğretim sistemlerinde yerel konjonktür farkılıklarını bir kenara koyarsak (bu da nasıl olacaksa!), dünyanın hemen her yerinde geleneksel eğitimi Yeni Medya temelli eğitim ile harmanlama yaklaşımı artık kaçınılmaz hale gelmekte. Son 1 yıl içinde Kadir Has Üniversitesi’ndeki tabletli eğitim deneyimimiz ile öğrencilerimiz üzerinden topladığımız geri bildirim, anket ve 1 yıllık tablet verilerinden derlediğimiz analizlere göre, öncelikle eğitim sürecinin dijitalleşmesiyle ulaşım, kağıt ders ve sınav materyali gibi maliyetlerde ciddi azalma var. Özellikle tabletli ve mobil şebeke üzerinden erişilebilen eğitim öğrenciyi zaman-mekan açısından bağımsızlaştırmakta ve öğretmene dayalı zaman-mekan sınırlamasından kurtarmakta. (Öğrencilerimin %70i 1 yıl boyunca hiç kağıt kullanmadıklarını belirtti ve %45i de 1 yıl boyunca dersi sınıf dışından takip etti. Gerektiğinde görüntülü olarak sınıf dışından ders yayınına ve sınavlara katıldı ve %93ü 3G şebekesi üzerinden her zaman her yerde erişim olanağının derse ilişkin motivasyon ve verimliliklerini arttırdığı kanısında. Bu kanıyı destekleyen bir veri de, yıl boyunca verilen ödev, proje gibi sınav sorumluluklarını yerine getirme oranının klasik sınıf eğitiminde %50 iken tabletli eğitimde %85e çıkmış olması.)

Bu eğitim tarzının yaygınlaştırmasının başta üniversitelerin fiziksel alan maliyeti olmak üzere öğrenci ulaşımı, şehir ve hatta ülke dışı katılımlarla finansal açıdan rasyonel bir zemine doğru ilerleteceği aşikar. Bunun da ötesinde, sınıf duvarlarının zaman-mekan sınırlamasından kurtarılmış eğitimin Yeni Medya ortamında kayıt edilmesi ve çoklanabilmesi sayesinde fiziksel sınırlama nedeniyle verilemeyen birçok eğitimin dünyanın farklı köşelerinden, kişilerinden tedarik edilebilmesi olanağı da, 21. yüzyılın “kariyer-boyu-eğitim” ya da “yaşam boyu eğitim” kavramlarını da destekler nitelikte.

Ancak tüm bu olumlu faktörlere karşın dünyada Coursera, EdX, Udacity ve Udemy gibi isimlerle popülerleşen mevcut Yeni Medya temelli eğitim platformlarının en büyük sorunu, öğrenci-öğretmen, öğrenci-öğrenci etkileşimini yakalayamayan “soğuk ve mesafeli ekran önü” öğretim tarzı olmaları ve bu durumun öğrencilere üniversite havasını solumalarını sağlayacak sosyal çevre olanağını sağlayamaması. Bence Yeni Medya temelli eğitim geliştiricilerinin kaderini belirleyecek ve onların bir kısmını 2.0 dönemine taşıyacak en büyük farklılık, etkileşim ve sosyalleşme deneyimini gerçeğine en yakın şekilde yaşatacak çözümlerde olacak ve bu dönüşümü başarabilenler Yeni Medya temelli eğitimin yıldız oyuncuları olacak.

Bu konuda nasıl çözümler geliştirilmesi gerektiği ise önümüzdeki günlerde yazmak istediğim geniş ve derin bir başka yazının konusu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder